almost there

Son yazımı yazdığımdan bu yana tam bir ay geçmiş. Bu son bir ayda dört kez taşındım, üç kez bağıra çağıra kavga ettim, doğum günümü kutladım, rujumu kaybettim, yeni dostlar edindim, telefonumu sekiz kez yere düşürdüm, laptopumu ise bir kez, bir kez sarhoş oldum, bir hafta boyunca her gün içtim, tırnaklarıma üç kez kırmızı, bir kez pembe oje sürdüm, iki kere ağladım ama bir kez bile oturup dinlenecek vakit bulamadım. Bunları da pencere pervazına dayadığım laptopuma ayakta durarak yazıyorum.

Bir sene boyunca aralıksız poposunun üstünde oturan herkesin başına benim başıma gelenler gelir umarım.

Oturup yazacak vakit bulduğum bir zamanda yeni yazılarımla geri döneceğim.
Beni bekleyin ve özleyin, ben öyle yapıyorum çünkü.