Kendine rahat bir koltuk seç ve bana düşlerini anlat. Herkesten sakladığın, gerçekleşmesine ihtimal bile vermediğin düşlerini. Seni sabaha dek gözümü kırpmadan dinlerim, inan bana. Uzaklardan bahset biraz da. New York’ta geçirdiğin geceden, Almanlarla şömine karşısında ettiğin sohbetten, Kopenhag’da sana küfreden balıkçının suratına indirdiğin yumruğun hızından bahset. Bizi anlat sonra da. Ellerimi anlat mesela, gülüşümü, dudaklarımı. Sakın durma, hemen ıhlamur yapıp getiriyorum sana. Duymak istiyorum hepsini; beni nasıl özlediğini, tam her şey canına tak etmişken benim yanıma gelmek için çantanı topladığın sırada arkadaşlarının seni nasıl durdurduklarını. Tek kelimesini bile kaçırmak istemiyorum. Yarısı yalan da olsa sen anlat yeter ki, kapattım bütün o diğer alıcılarımı sendeyim şimdi. Seni dinliyorum. Eski sevgililerini anlat şimdi de, kaşlarından gözlerden bahset. Sevgisiz sevişmelerini, kayıtsız aşklarını, kaçışlarını…
Ne o yoruldun mu? Öyleyse kapa gözlerini, koy başını yastığa. Yavaşça uykuya dal şimdi, ben buradayım. Seni dinliyorum hala.
Ne o yoruldun mu? Öyleyse kapa gözlerini, koy başını yastığa. Yavaşça uykuya dal şimdi, ben buradayım. Seni dinliyorum hala.
1 personal jesus:
Ben buradayım. Seni okuyorum hala.
Yorum Gönder